“Doğu Türkistan İslami Hareketi” Terör Örgütünün Elebaşı Yapçan Türk Polisi Tarafından Tutuklandı

    

 “EnverEnver Karakas”adlı Facebook hesabında kısa süre önce paylaşılan bir habere göre, yıllar boyunca Türkiye’de saklanan “Doğu Türkistan İslami Hareketi” terör örgütü elebaşı Abdulkadir Yapçan 31 Ağustos’ta Türk polisi tarafından tutuklandı. Bu hesapta yer alan haberde Yapçan’ın “Çin’in baskısı” nedeniyle Türkiye’de yakalandığı iddia edildi.   
Yurt dışındaki “Doğu Türkistan” güçleri, Yapçan’ın tutuklandığı haberine şiddetli tepki göstererek, Türk hükümetine baskıcı açıklamalarda bulundu, “kısa süre içinde eyleme geçeceklerini” iddia etti. Yazarın güvenilir haber kaynaklarından aldığı bilgiye göre, Türkiye’de bulunan “Doğu Türkistan Eğitim ve Yardımlaşma Derneği” örgütünün elebaşı Hidayetullah Oğuzhan, bir grup şahsı toplayarak Çin’in İstanbul Başkonsolosluğu ve İstanbul Emniyet Genel Müdürlüğü önünde protesto yürüyüşü düzenledi ve diğer ülkelerdeki “Doğu Türkistan” destekçilerine “ortak kurtarma” çağrısında bulundu.
Bunun yanı sıra “Dünya Uygur Kongresi” örgütünün elebaşı Ferhat Mehmet başta olmak üzere bazı şahsiyetler, 2 Eylül’de söz konusu Facebook hesabında Yapçan’ın özgeçmişini yayımlayarak, Türkiye hükümetinden Yapçan’ı derhal serbest bırakmasını istedi. “Doğu Türkistan İslami Hareketi” örgütü, kendi güçlerinin “kökten kazınması”ndan endişe ediyor.
Haberde adı geçen kişi Yapçan nasıl bir insan? Onun tutuklanması neden Çin dışındaki “Doğu Türkistan” güçlerinin bu kadar endişelenmesine yol açtı?
 “Doğu Türkistan” örgütünün bir numaralı teröristi
Çin Kamu Güvenliği Bakanlığı Aralık 2003’te, “Doğu Türkistan” örgütüne mensup teröristlerin isimlerinin yer aldığı listenin ilk bölümünü açıkladı. Listede Yapçan’ın önünde, Ayşan Mahsum, Mehmetemin Azret, Doruk Ayşa ve Abdulcelil Karakaş olmak üzere 4 kişi yer alıyordu.
Bundan önce Hong Kong basınında yer alan bir habere göre, söz konusu listedeki kişilerden bazıları hayatını kaybetti, bazıları örgütün eylemlerine katılmadı. Başka bir ifadeyle, halen faaliyette olduğu bilinen Yapçan, “Doğu Türkistan” örgütünün bir numaralı teröristi olarak aranmaktaydı.
Yapçan, “Doğu Türkistan İslami Hareketi” adlı terör örgütünü kurarak, “Cihad” yoluyla, Xinjiang’da “Doğu Türkistan Devleti” kurma iddiasında bulundu. Afganistan gibi ülkelerde açtığı eğitim üslerinde terörist yetiştiren Yapçan, Çin içinde ve dışında bir dizi terör saldırısı planladı. Interpol, Aralık 2003’te Yapçan’ı tutuklama emri çıkardı.
Yazarın edindiği bilgilere dayanarak yaptığı araştırmalara göre, 1958 doğumlu Yapçan, 15 yaşındayken silah çalmak suçundan 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Hapisten çıktıktan sonra terör suçları işlemeyi sürdüren Yapçan, 1997 yılında ele geçirdiği sahte pasaportta “Tursun Hudaverdi” adını kullanarak, Fujian eyaletine bağlı Xiamen kentindeki Gaoqi Sınır Kapısı’dan Suudi Arabistan’a kaçtı.
Yapçan, Çin’den kaçmayı başardıktan sonra Nisan 1997’de aralarında Ayşan Mahsum’un da bulunduğu şahıslarla birlikte Pakistan’ın İslamabad kentinde yer alan “Kaşgar Salonu”nda “Doğu Türkistan İslam Partisi” (daha sonra örgütün adı“Doğu Türkistan İslami Hareketi” olarak değiştirildi) adlı terör örgütünü kurdu. Bu örgüt, 2003 yılında Birleşmiş Milletler 1267 Komitesi’nin yaptırım listesine dahil edildi. Ayşan Mahsum, örgütün “Emir”i seçilirken, Yapçan ise “Emir” yardımcısı oldu.
Çin Çağdaş Uluslararası İlişkiler Araştırma Enstitüsü Terörle Mücadele Araştırma Merkezi Başkanı Li Wei basına verdiği bir demeçte, Yapçan’ın, “Doğu Türkistan İslami Hareketi”nin kurucusu sayıldığını söyledi. Yapçan’ın Türkiye’deki “Doğu Türkistan” güçleri arasında kilit rol oynadığını hatırlatan Li, bu nedenle Çin dışındaki “Doğu Türkistan” güçlerinin, örgütte belkemiği işlevine sahip bir şahsın tutuklanmasından kesinlikle hoşnutsuzluk duyduğunu ve onu “kurtarma” iddialarının hiç de şaşırtıcı olmadığını kaydetti.
Çin’e terörist ithal ediyorlar
Yapçan, kaçak olarak yurt dışına çıktıktan sonra faaliyetlerini yoğunlaştırdı, 1998 yılından itibaren Çin sınırları dışındaki “Doğu Türkistan” örgütüne mensup birçok teröristi, terör eylemleri düzenlemek için Çin’e gönderdi.
Yazarın güvenilir kaynaklardan edindiği bilgilere göre, “Doğu Türkistan” örgütünün daha önce tutuklanmış olan önemli üyelerinden Ubulkasım (takma adı), Aralık 1997’de Ayşan Mahsum ve Yapçan tarafından Çin’e gönderildiğini ve onlardan haberleşme aletleri ve patlayıcı maddelerin temini için 20 bin ABD Doları aldığını itiraf etti. Daha sonra UbulKasım, patlayıcıların yapımı ve denenmesi, silahları parçalarına ayırma ve atış gibi eğitimler için çeşitli yerlerde birçok kişiyi bir araya topladı. UbulKasım, “ Bu arada biz, Çin dışındaki Ayşan Mahsum ve Yapçan gibi kişilerle temasımızı koruyarak, onların talimatlarına göre hareket ettik” dedi.
Yazar şu noktaya da dikkat çekti: Yapçan, yurt dışına kaçak olarak göç edenlerden Çin sınırları içinde terör eylemi düzenleyebilecek kişileri seçmeye önem verdi.
“Doğu Türkistan İslami Hareketi” örgütünün üyesi Abdurrahman (takma adı) Eylül 2011’de Türkiye’ye vardıktan sonra lokanta ve meyve bahçesi gibi yerlerde çalıştı. Bu arada Yapçan, ona sıkça “cihat”ı anlatarak, Abdurrahman’ı “Doğu Türkistan İslami Hareketi”ne katılmaya ikna etti. Aralık 2011’de Yapçan, Abdurrahman’ın 220 ABD Doları ile Afganistan’ın Kabil kentinden geçerek, Pakistan’ın kabile bölgelerine ualşmasını sağladı. Abdurrahman, burada “Doğu Türkistan İslami Hareketi” örgütüne katılarak, silah kullanımı ile ilgili eğitim aldı. Yapçan, Haziran 2012’de Abdurrahman’ı Çin’e göndererek, orada terör faaliyetleri düzenlemekle görevlendirdi. Fakat Abdurrahman, Hong Kong’dan Shenzhen kentine geçtiği esnada polis tarafından yakalandı.
Abduleynitakma adıise Abdurrahman ile aynı deneyimi yaşayan bir başkası. Mayıs 2012’de “Doğu Türkistan İslami Hareketi”ne katılıp “cihat” için Mısır’dan Türkiye’ye giden Abduleyni, Yapçan’la İstanbul’da tanıştı. Yapçan, Abduleyni’den Afganistan’da bomba yapımı ve silah kullanımını öğrendikten sonra Çin’e dönüp “cihat”a katılmasını istedi ve bunun için Abduleyni’ye 4 bin dolar verdi. 2013 yılında İstanbul’dan Beijing’e ulaşan Abduleyni, kısa zaman içerisinde polis tarafından yakalandı.
Çin dışında terör eylemlerini planlama, terörist yetiştirme ve Çin’e terörist gönderme yoluyla Çin’de terör faaliyetleri düzenleyen ilk kişinin Yapçan olmadığını söyleyen Li Wei, Türkiye’nin eskiden beri “Doğu Türkistan” teröristlerinin yoğun girişimlerde bulunduğu merkezi bir bölge olduğunu kaydetti. Li Wei, “Şunu biliyoruz: son yıllarda “Doğu Türkistan” teröristleri Çin’den kaçak olarak yurt dışına çıkıp Güney Asya ve Güneydoğu Asya’dan geçerek Türkiye’ye ulaşıyorlar; buradan Suriye’ye ve Güney Doğu Asya’ya gidip bu bölgelerde eğitim alıyorlar ve Çin’e dönerek terör faaliyetleri planlıyorlar. Bu tür bir hareket planı, uluslararası terör güçlerinin yöntemleriyle benzerlik taşıyor” ifadelerini kullandı.  
“ABD ve Batı, IŞİD’i gizlice Çin’e götürse daha iyi”
Facebook’taki haberde ayrıca Yapçan’ın terör faaliyetlerini perde arkasında planlamanın dışında, son yıllarda internet üzerinden terör içerikli ses kayıtları ve videolar ile kullanıcılara nefret ve düşmanlık aşılamaya çalıştığı, bu şekilde terör suçunu kapatmaya çabaladığı da ifade edildi.
28 Ekim 2013’te Tian’anmen Meydanı’ndaki Jinshui (altın su) Köprüsü civarında birkaç terörist, bir araçla kalabalığın içine dalarak yaralanma ve ölümlere yol açmıştı. 1 Kasım 2013’te Yapçan, “Bağımsız Radyo” ve “Youtube” aracılığıyla yaptığı konuşmada, Beijing’deki Tian’anmen’a saldırısını yapan “cihat”çıları örnek göstererek, tüm “Doğu Türkistan”lıları Çin hükümetine karşı “cihat”a çağırarak, bundan başka çıkış yolu olmadığını iddiasını iletti.
Yapçan, 23 Mayıs 2014’te ise “Bağımsız Radyo” adlı internet sitesi aracılığıyla yayınladığı bir videoda, bir önceki gün Urumçi’de meydana gelen terör olayını “cihat” ilan ederek, “Doğu Türkistan” vatandaşlarından bu bölgedeki Hanlara ve hükümet kuruluşlarına saldırmalarını ve bulabildikleri her türlü yöntemle hükümet karşıtı girişimler yapmalarını istedi.
Yapçan, bundan önce basına verdiği bir demeçte, “Doğu Türkistan İslami Hareketi”nin amacının, terör örgütü IŞİD’e katılmak olmadığını söylemişti, ancak Yapçan’ın internet üzerinden yaptığı konuşmalar, IŞİD ile bağlantı kurmama gibi bir durumun olmadığını gösteriyor. 17 Nisan 2015’te Yapçan, “Irak ve Şam İslam Devleti”nin “Doğu Türkistan” bölgesine girmesi” konulu video yayımladı. Yapçan, ABD ve batılı ülkelerin “IŞİD’i” Çin’e götürmesinin daha iyi olduğunu söyleyerek, IŞİD’in “Doğu Türkistan’a girmesi yönündeki beklentisini ifade etmişti.
Yapçan’ın diğer terörist güçlerden farklı olduğunu belirttiğini, ancak bunun sadece bir propaganda yöntemi olduğunu dile getiren Li Wei, Çin dışındaki bazı “Doğu Türkistan” teröristlerinin birtakım uluslararası terör güçleriyle sıkı bağlantısı bulunduğunu kaydetti.
30 Ağustos’ta, Çin’in Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’teki Büyükelçiliğine, bomba yüklü araçla saldırı düzenlendi. Sputnik China’nın haberine göre, Kırgızistan Ulusal Güvenlik Konseyi, intihar eylemcilerinin, Suriye’de faaliyet gösteren “El Nusra Cephesi” (örgütün adı Jabhat Fateh al-Sham- JFS olarak değiştirildi) ile bağlantılı olan Uygur terör örgütünden aldığı emirle Çin’in Kırgızistan Büyükelçiliği’ne saldırı düzenlediklerini belirti.
Bu tür bir bağlantının rastlantı olması ihtimali oldukça düşük. 2015 yılında Hong Kong basınında yer alan bir habere göre, 2011’de Usame bin Ladin’in öldürülmesinden sonra “El Kaide” örgütünün gücü günden güne zayıfladı. 2012’den itibaren, “Doğu Türkistan İslam Hareketi” örgütünden teröristler Afganistan’dan “El Kaide” örgütü kontrolündeki “El Nusra Cephesi’ne geçti.
Japonya’daki Chuo Üniversitesi’nden Okutman Mizutani Naoko, yaptığı araştırmalar neticesinde, son yıllarda bazı “Doğu Türkistan” teröristlerinin Türkiye’nin güneyinden Suriye’ye giderek, orada 5 aylık askerlik eğitimi gördüğünü tespit ettiğini söyledi. Bu eğitimlerin, yeni askerlerin aldığı eğitimle hemen hemen aynı olduğunu kaydeden Mizutani Naoko, farklı olarak burada askerlere moral vermek amacıyla Arapça şarkı öğretenlerin varlığına dikkat çekti.
Yapçan, basına verdiği bir demeçte, “Doğu Türkistan” teröristlerinin diğer terör güçleriyle işbirliği yapmasına ilişkin konuştu. Yapçan, “Suriye’deki örgütün üyelerinin sayısı savaş için yeterli, üye sayısının 2 bin kişi olduğu söyleniyor, ancak bildiğim kadarıyla gerçek sayı bundan fazla.” diye konuştu.
Şu anda Çin’in iki türlü terör tehdidiyle karşı karşıya bulunduğunu, bunlardan birinin “Doğu Türkistan” terör grubu, diğerinin ise örgütün diğer terör örgütleriyle işbirliği yaparak düzenlediği faaliyetler olduğunu açıklayan Li Wei, Çin’in Kırgızistan’daki Büyükelçiliği’nin saldırıya uğramasının, ikinci tür tehdidin tipik bir  örneği olduğuna işaret etti. Li Wei, bu olayın arkasında Orta ve Batı Asya’daki “Doğu Türkistan” teröristlerine destek veren terör güçlerinin bulunduğunu söyledi.
Uzman Liu Wei: Türkiye’nin Çin ile işbirliği yaparak Yapçan’ı iade etmesini bekliyoruz  
Yapçan’ın tutuklanmasının üzerinden yaklaşık bir ay geçti. “Doğu Türkistan” güçlerinin Türkiye hükümetine yaptığı baskı sürüyor. Türkiye bu gibi baskılardan etkilenir mi? Bu soru üzerine Li Wei, Yapçan’ın tutuklanmasının, Türkiye’nin yasalarına uyduğunu, Türkiye’nin sadece “Doğu Türkistan” güçlerinden değil, aynı zamanda örgütle sıkı bağlantısı olan radikal örgütlerden gelen baskılarla da karşı karşıya bulunduğunu kaydetti.  
Yapçan’ın “Çin’in Türkiye’ye baskı yapması” sonucu tutuklandığı iddialarına cevap veren Li Wei, Türk hükümetinin ulusal güvenlik çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini vurguladı. Son yıllarda Türkiye’de güvenlik açısından sıkıntıların artmasına yol açan etkenlerden birinin iç ve dış terör tehditleri olduğunu kaydeden Li, bu nedenle Türkiye’nin “uluslararası teröristler diyarı”na dönüşmeye tahammül edemediğinin altını çizdi.
Çin’in, Türkiye tarafının baskılarla karşı karşıya kalmasına rağmen, terörle mücadele konusunda işbirliğini güçlendirerek Yapçan’ı iade etmesini umduğunu söyleyen Li Wei, böyle bir hukuki işbirliğinin, iki taraf arasında terörle mücadele işbirliğinde kilit rol oynayacağına dikkat çekti.

评论

此博客中的热门博文

冬奥意外走光露点 美女运动员含泪完赛(图/视频)

她当红时去拍大尺度电影,如今疾病缠身无人敢娶

她嫁给大25岁三宝孕肚明显 婚纱照拍得很大胆(图)